Zeki Müren hangi Başbakan'la birlikte oldu? Bülent Ersoy da biliyor...
Özel Röportaj - Onur Akay, Zeki Müren'le 19 yıl aynı evi paylaşan yakın dostu ve sırdaşı Göksenin Çakmak'la röportaj yaptı.
Diva Bülent Ersoy, Safiye Soyman ve Banu Alkan'ın gündeme ilişkin yorumlarının yer aldığı “Dünya Güzellerim Masada” adlı YouTube programının 9. bölümünde, Ersoy’un Zeki Müren’le ilgili açıklamaları gündemden düşmüyor.
Şimdi ise Onur Akay, Zeki Müren'in 19 yıl boyunca en yakınındaki dostu Göksenin Çakmak'la röportaj yaptı.
Zeki Müren ve Göksenin Çakmak
Onur Akay’ın bugün yayınlanan röportajında çok çarpıcı bilgiler ortaya çıktı. Çakmak, Müren'in bir Başbakan'la birlikte olduğunu isim vermeden açıklayarak herkesi şoke etti. Onur Akay ise bu konuyu Bülent Ersoy’a sorduğunu ifade etti. Akay, “Göksenin Çakmak, röportajımızda Zeki Müren’in bir Başbakan’la birlikte olduğunu, ancak isim vermeyeceğini ve bu sırrın kendisi ile gömüleceğini söyledi. Bende röportajı yayınlamadan bu konuyu Bülent Ersoy’a sordum. Bülent Hanım ise Zeki Müren’in hangi Başbakan’la birlikte olduğunu bildiğini, ancak isim vermeyeceğini ifade etti. Yani Bülent Hanım da o Başbakan’ı sır gibi sakladı. Ersoy, ‘Evet doğru, hangi Başbakan olduğunu biliyorum çocuğum. Ancak isim veremem, bunlar anlatılacak konular değil.’ ifadelerini kullanarak sel verip sır vermedi.” dedi.
OnurAkayMedya/ÖZEL RÖPORTAJ
Röportaj: Onur AKAY
Bülent Ersoy ve Onur Akay
Türk sanat müziğinin yaşayan efsanesi Diva Sayın Bülent Ersoy Hanımefendi ile birlikte, TV8 ekranlarında yayınlanan ve Demet Akalın ile Jess Molho'nun sunuculuğunu üstlendiği “Gel Konuşalım” isimli programa konuk olduk. Bülent Ersoy’un daha önce Dünya Güzellerim Masada isimli kendi programında, Zeki Müren’le ilgili yaptığı açıklamaları, bu sefer TV8 ekranlarında belgeleri ile anlattık. Kanal yönetimi, programın süresini Divamız için uzatsa bile, yine de bütün belgeleri sizlere sunmak için süre yeterli olmadı.
Demet Akalın, Göksenin Çakmak, Bülent Ersoy, Jess Molho
Bende Zeki Müren’le 19 sene aynı evi paylaşan yakın dostu ve sırdaşı Göksenin Çakmak’la özel bir röportaj yaparak sizlere sunmak istedim.
Onur Akay ve Göksenin Çakmak
Göksenin Çakmak, röportajımızda Zeki Müren’in bir Başbakan’la birlikte olduğunu, ancak isim vermeyeceğini ve bu sırrın kendisi ile gömüleceğini söyledi. Bende röportajı yayınlamadan bu konuyu Bülent Ersoy’a sordum. Bülent Hanım ise Zeki Müren’in hangi Başbakan’la birlikte olduğunu bildiğini, ancak isim vermeyeceğini ifade etti. Yani Bülent Hanım da o Başbakan’ı sır gibi sakladı.”
Ayrıca röportajımızda Bülent Ersoy’un arşivinde bulunan çok önemli bir belgeyi de sizler için paylaşıyorum.
İşte o röportajımız:
Zeki Müren'in kıymetli bir sanatçı olduğunu vurgulayan, "Ancak doğru bir tanedir" diyen Bülent Ersoy, "Müzeyyen Senar bana ‘benim yerimi alacaksın’ derdi. Zeki Müren de bunu duyunca ‘Allah’ım bu Japon’un canına al’ demiş benim için. Kıskanç bir insandı." açıklamasını yaptı.
Bende bu sözleri, Zeki Müren ile 19 sene aynı evi paylaşan en yakın dostu ve sırdaşı Göksenin Çakmak’a sordum.
Göksenin Çakmak, Bülent Ersoy, Onur Akay
Göksenin Bey, “Zeki Müren’in Bülent Ersoy’u kıskandığı doğru” diyerek Bülent Hanım’ın Dünya Güzelleri Masada programında anlattıklarını doğruladı.
Bülent Ersoy ve Zeki Müren
Göksenin Bey, Zeki Müren Bülent Ersoy’u kıskanır mıydı?
Zeki Müren’in Bülent Ersoy’u kıskandığı doğru. Zeki Bey Bülent Hanım’ı hiç sevmedi. Nedeni, gazetecilerin Bülent Ersoy’u Zeki Müren’le mukayese etmeleriydi. Hiçbir zaman adını anmadı. Bülent lafını hiçbir zaman kullanmadı. Eğer gittiğimiz yerde onun kaseti çalıyorsa, bir başka bahane ile hemen orayı terk ederdi. Dinlemeye tahammülü yoktu. Bülent Ersoy’u anarken altın makas derdi. Bu arada da Zeki Müren’in Bülent Ersoy’u takdir ettiğine de şahit oldum. Klasik şarkıları güzel okuduğunu söylerdi. Sesinin genişliğini takdir ederdi. O zaman Hafta Sonu gazetesi Zeki Müren’le Bülent Ersoy’u rakip gibi gösteriyor, bir de asparagas haberler yapıyordu. Onlara da çok sinirleniyordu.
Zeki Müren ve Müzeyyen Senar
“MÜZEYYEN SENAR CAHİL, CİMRİ, ACIMAZSIZ, KÖTÜ KALPLİYDİ”
Peki, Zeki Bey Müzeyyen Senar için neler söylerdi?
Müzeyyen Senar’la birlikte çalışıyorlar. Bu kadın taptığım bir kadın derdi. Hatta şöyle bir sözü var: “Bursa’da bastığı taşları sayardım.” Bu lafı kullanırdı. Ama “Ne yazık ki Müzeyyen Senar çok cahil, çok cimri, acımasız ve kötü kalpliydi.” derdi. Müzeyyen Senar için bu lafları söylerdi: “Kadın gelirdi Gümüşlüğe götürürdüm, balık yedirirdim, tekne tutardım. Her türlü ihtimamı gösterirdim ama giderken öyle bir laf ederdi ki canımı sıkar giderdi.” Mesela Müzeyyen Hanım, “Zeki’ciğim saçını öyle tarama dana yalamış gibi duruyor.” dermiş. Moralimi bozar giderdi derdi. Onun çok cimri olduğunu, içki şişesine işaret koyduğunu, şoförü eğer içtiyse oradan anladığını, hatta bir gün bir tane fazla gazete aldığı için şoförünü işten attığını anlattı. Hatta bir kere 3. sınıf bir yerden iş teklifi gelmiş ve Müzeyyen Hanım orada sahne alacak. Otel parası vermeyeyim diye garsonların yattığı yerde yattığını söyledi. Müzeyyen Senar, “garsonlar nerede kalıyor, bir yatak da bana atın oraya” dermiş. Müzeyyen Hanım denizde içki içmeye bayılırdı. Batmayan bir tepsi ile onun rakısı konur, bütün meraklı gözlerin önünde o rakıyı içer, elmayı parmağı ile ikiye bölmeye bayılırdı.
Göksenin Çakmak 2014 yılında bir gazeteye verdiği röportajda, yıllar önce Zeki Müren’in bir otel odasında sevgilisini ünlü bir kadın pop starla bastığını ve tokatladığını açıklamış, ancak kadın pop starın ismini gizli tutmuştu.
“Zeki Müren’in tokat attığı ünlü kadın popstar kim?” diye uzun süre magazin gündemini meşgul etmişti ama bu soruya kimse yanıt bulamamıştı.
Adnan Pekak
Yıl 2003…
Zeki Müren’in en büyük rakibi olan ve 2012 yılında kaybettiğimiz Adnan Pekak’ ı, Ankara Maltepe’deki evinde ziyaret ettim. Adnan Pekak’a bir dergide köşe yazarı olduğumu söyleyince, bana tüm albümlerini göstermiş ve Maksim Gazinosu’nda yaşanan tüm anıları da anlatmıştı. Pekak, Zeki Müren’le ilgili o güne kadar duymadığım ve çok şaşırdığım iddialarda bulunmuştu.
Kendisine “Zeki Müren gerçekten sizi engelledi mi?” diye bir soru sormuştum ve sorumu cevaplarken Ajda Pekkan ile ilgili de şaşırtan açıklamalar yapmıştı.
Görmeden Sevmek isimli şiir, beste, anı ve röportaj kitabımda yer alan Adnan Pekak röportajının o bölümü şöyle ve Pekak şu ifadeleri kullanıyor:
“Zeki Müren sadece beni değil, Adnan Şenses’i de engellemiştir. Bülent Ersoy’u da hiç sevmiyordu ama Bülent çok popüler olunca onu engelleyemedi ve sahneleri aslında rahatsızlığı için değil Bülent’in büyük başarısı yüzünden bırakmak zorunda kaldı. Yoksa sahnelere devam edecekti. Zeki Müren çok kıskanç biriydi. İzmir Efes Otelinde Ajda Pekkan’la sahneye çıkarken Ajda’yı kendi sevgilisiyle otel odasında basınca tokat atarak ağzını kanatmış.”
Zeki Müren ve Ajda Pekkan
AJDA PEKKAN’I OTEL ODASINDA BASIYOR!
Göksenin Bey bu konu hakkında neler söyleyeceksiniz?
Evet, ilk defa açıklıyorum o kadın popstar Ajda Pekkan… Zeki Müren, Ajda Pekkan’ı kendi erkek sevgilisi ile otel odasında basıyor. İzmir Efes Oteli'nde… Zeki Müren'in sevgilisi meteoroloji mühendisi. Zeki Bey'in eğitim masraflarını ödediği, okuttuğu bir delikanlı. Aynı zamanda sevgilisi… İzmir'de Efes Oteli'nde bir haftalık bir program var. Zeki Müren sevgilisi Mustafa'yla beraber gelmiş. Bir ara Zeki Bey'in dikkatini çekiyor, Ajda ile Mustafa pek fingirdeşiyorlar. El şakaları filan. Şüpheleniyor Zeki Bey. Erol'un Yeri diye Kordon'da bir mekâna gitmiş numarası yapıyor Zeki Müren. Gitmeden de resepsiyona tembih ediyor, bir büyük zarf içinde bahşişle beraber, “Haber bekliyorum, Erol'un Yeri'ndeyim" diyor. Erol'un Yeri'ne ulaşıyor, 10 dakika sonra telefon geliyor. Mustafa'nın Ajda Pekkan’ın odasına girdiğini öğreniyor. Hemen arabaya atlayıp otele gidiyor. Kapıyı çalıyor açılmıyor. “Ben Zeki'yim aç kapıyı” diyor. Ajda, “Ay paşam bir dakika banyodayım” diye ses veriyor. Birkaç dakika sonra Ajda bornozlu olarak kapıyı açıyor. Zeki Bey içeri giriyor, Mustafa'yı arıyor, banyoda yok. Hiçbir yerde yok. Balkona çıkıyor. Mustafa üstünde bir örtü, kamufle etmiş kendini. Zeki Bey, “Ne arıyorsun sen burada” diyor. İşte “bir şey almaya geldim” filan diyor. Bir vuruyor Zeki Bey. Çok kuvvetliydi o konuda. İki tokat Mustafa'ya atıyor ve kovuyor. Ajda titremeye başlamış. İki tokat da saçından tutarak Ajda’ya atmış ve ağzının sol tarafı kanamaya başlamış. Ancak birkaç saat sonra özel bir basın toplantısı için Zeki Müren, yine de hiçbir şey olmamış gibi Ajda Pekkan’la kol kola girerek, basına gülücüklerle poz vermek zorunda kalmış.
“BU SIR BENİMLE BİRLİKTE GÖMÜLECEK”
Zeki Müren’in bir Başbakan’la birlikte olduğunu da söylüyorsunuz…
Bir başbakanla da birlikte oldu. İsim veremem gerçekten. Bunu yapamam. Bu sır benimle birlikte gömülecek.
Bende röportajı yayınlamadan bu konuyu Diva Bülent Ersoy’a sordum. Bülent Hanım ise Zeki Müren’in hangi Başbakan’la birlikte olduğunu bildiğini, ancak isim vermeyeceğini ifade etti. Yani Bülent Hanım da o Başbakan’ı sır gibi sakladı. Ersoy, ‘Evet doğru, hangi Başbakan olduğunu biliyorum çocuğum. Ancak isim veremem, bunlar anlatılacak konular değil.’ ifadelerini kullanarak sel verip sır vermedi.
Zeki Müren, Nigar Uluerer, Safiye Ayla
“ARKADAN LİSELİK ÖNDEN DE MÜZELİK”
Ayrıca Dünya Güzellerim Masada isimli programda, Bülent Ersoy’un Safiye Ayla ile anlattıklarını da Göksenin Bey’e sordum ve şöyle anlattı:
Zeki Müren Safiye Ayla’nın çirkinliği ile gırgır geçerdi. Bir gün Zeki Müren, Safiye Ayla, Müzeyyen Senar ve Perihan Altındağ bir araya gelirler. Safiye Hanım gelir gelmez Zeki Bey’in kilolarını görünce, “Ah Zeki’ciğim, ben 40 yıl evvelki tuvaletimi hâlâ giyebiliyorum.” diyor. Zeki Bey’in şişmanlığını yüzüne vuruyor. Zeki Müren bu söze çok sinirlenmiş. Daha sonra Safiye Ayla giderken Zeki Bey, “bakın kadına arkadan liselik önden de müzelik” demiş. Müzeyyen Hanım ve Perihan Hanım gülmekten kırılmış.
Türk halk müziği sanatçısı Muzaffer Akgün’ün bir sözü var. Akgün, “Muhterem dinleyicilerim, sevgileriyle bana destek olan güzel dinleyicilerim. Allah aşkına, Zeki Müren ile çalışırken beni alkışlamayın, ekmeğimle oynarsınız.” demiş.
Bu konu ile ilgili bilginiz var mı?
Bu demeci ben bilmiyorum ama ilk defa bir halk müziği sanatçısını assolist olarak çıkarmayı denerler. Zeki Bey’in çalıştığı gazinonun tam karşısı gazinosuna. O halk müziği sanatçısı da Muzaffer Akgün... Assolist olarak çıkarırlar fakat iş yapamaz. Gazino sinek avlar. Zeki Bey, sahneye çıkmadan önce burun damlası kullanırmış. Damlasını damlatınca genzi yanmış, tutuşmuş ve hemen hastaneye kaldırmışlar. Damla analiz edildiğinde o burun damlasına asit atıldığı ortaya çıkmış, kezzap yani. Bunu o Muzaffer Akgün’ü assolist yapan gazino gizlice yapmış, Zeki Bey sesini kaybetsin diye. Sesi de 1 hafta gitmiş. İşte Zeki Müren’in Kırık Plak filmi bu gerçek olaydan esinlenerek çekiliyor, filmdeki o hikâye bu, hakikate bağlı bir hikâyedir.
İşte, yayınlandığı yıllarda haftanın hadisesi olan ve hiçbir yerde bulunmayan o tarihi ilanı Bülent Ersoy’un arşivinden sizlerle paylaşıyorum.
İlanda Muzaffer Akgün Şöyle diyor:
“Muhterem dinleyicilerim, sevgileriyle bana destek olan güzel dinleyicilerim. Allah aşkına, Zeki Müren ile çalışırken beni alkışlamayın, ekmeğimle oynarsınız.”
İşte o ilan:
“GÖLE ATAR BOĞARIM”
Zeki Müren geçekten kıskanç birisi miydi?
Mesela Göl Gazinosu’nda şahit olduğum bir olay var. Zeki bey on bir buçuk gibi sahneye çıkacak ama biz saat dokuzda gazinoya giderdik. Kendisinden önce bütün okuyanları kulisten teker teker dinlerdi. Ne okuyor, kaç dakika okuyor, nasıl alkış alıyor? Hatta Nilgün Atılgan diye uvertür bir hanım vardı. O gün 5 dakika fazla kalmış sahnede ve benim önümde kulise çağırttı kadını. Kadın annesi ile beraber geldi. Hazır ol vaziyetine geç dedi ona, “sen kendini Ajda Pekkan mı zannediyordun, sahnede 5 dakika fazla kalıyorsun. Benim süremden çalıyorsun. Eğer yarın yine böyle bir rötar yaptır, seni ben burada göle atar boğarım.” dedi. Bu benim önümde olan olay. Zeki Bey daha sonra gazino patronunu çağırttı ve şöyle dedi: “Eğer bu bayan yarın benim dediğim gibi olmazsa ben burayı terk ederim, ne yaparsanız yapın.” Sahnede acıması yoktu. Çıktığı zaman garsonlar yerlere çökerler, hesaplar alınmış olur, çıt çıkmaz. Sahne olayında otoriter ve disiplinli ve bu tarzda davranan bir insandı.
Nigar Uluerer, Zeki Müren ve Bülent Ersoy
En yakın dostu Nigar Uluerer’e doğum gününde küsmüş…
Başta Nigar Uluerer olmak üzere, Gönül Yazar ve tango okuyan Zehra Eren en yakın dostlarıydı. Zeki Bey’le Bülent Hanım Nigar Uluerer’in doğum gününde bir araya geliyorlar ve birlikte şarkı da söylüyor. Nigar çağırıyor Bülent Hanım’ı ve Bülent Hanım’ı çağırdı diye Nigar’la konuşmadı. Nigar’ın yaptığı kötülükler de var Zeki Bey’e. Zeki Bey’in İstanbul Levent’teki evinde oturuyoruz, Nigar Hanım telefon etti geliyorum diye ve geldi. Kendi merdivenlerden aşağıya iniyor, bir baktık ki kendi indikten sonra yirmiye yakın gazeteci içeriye daldı. Kapıyı bilerek açık bırakmış. Onlara haber vermiş. Zeki Bey şaşkına uğradı, ev hali ile çünkü oturuyor. Saçı başı pek daha derli toplu değil. Nigar, “Ah kapıyı açık bırakmışım Zeki Bey” dedi. Aslında yalan. Gazetecileri çağırıp, bilerek kapıyı açık bırakmış. O dönem yeni bir dükkân açmıştı. Nigoş Çiçekçilik… Bir çiçekçi ve bir de tavukçu dükkânı vardı pişmiş tavuk. O dükkânların reklamını yapmak için Zeki Bey’i kullandı. Zeki Bey çok kızmıştı ve son zamanlarda görüşmüyor ve telefonlarına çıkmıyordu.
“SEMRA ÖZAL’I YALAN SÖYLEYEREK KAPIDAN GERİ GÖNDERDİK”
Ünlü dostlarının telefonlarına da her zaman çıkmazmış…
Telefon geldiğinde yardımcıları açardı. Evde paralel telefonlar vardı ve Zeki Bey de dinler, buradayım veya yokum gibi el işareti yapardı. Hatta bu yüzden Hülya Koçyiğit, Orhan Gencebay gibi birçok ünlü ismin telefonuna ben çıktım ve o anda yokum dedirtmişti. Aynı şekilde kapıya da geldiklerinde ben çıkar konuşurdum. Semra Özal’ı bile yalan söyleyerek kapıdan geri gönderdik. Kapıdan kovmak gibi. Bodrum’daki evde o zaman Turgut Özal başbakan ve kabul etmedik Semra Özal’ı. Ben çıktım ve bir yalan uydurdum kadın gitti. Elinde çiçeklerle geldi. Evdeki Fatoş’a haber vermişler ama bize söylemeyi unutmuş. Semra Hanım zamanında geldi ama Zeki Bey hazırlık yapamadığı için, ben indim aşağıya özür diledim. Zeki Bey şu anda pasaport işlemi için Muğla’ya gitti diye bir yalan uydurdum aslında içerideydi. Yani Bülent Ersoy’un telefonuna da çıkmamış olabilir. Ali Poyrazoğlu, Ferdi Özbeğen de kapıdan geçerken almazdı. Hiç kimse kolay kolay eve giremezdi.
Göksenin Bey bende, 1996 yılında ölümünden kısa bir süre önce Adnan Şenses’in kapıdan döndüğüne şahidim. Gerçi o yıllar inzivaya çekilmişti ve kimseyle görüşmüyordu. Bende kapıdaydım. Rahmetli babam şarkı söyle dedi. Bende Ömrümüzün Son Demi isimli eseri girince, ışıklar yandı. Belki de sesim size benziyor, sizin geldiğinizi bile zannetmiş olabilir. Ben zaten küçüğüm, Adnan Şenses, “Paşa’nın ışıkları yandı, Bülent geldi sanmış olabilir, artık hiç giremeyiz” yani herkes Bülent Hanım’ı kıskandığının farkındaydı. Sonra bir kadın geldi ve Zeki Bey’in müsait olmadığını söyledi.
“ZEKİ MÜREN’İN HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLADIĞINI GÖRDÜM”
Hamiyet Yüceses olayını biliyor musunuz?
Hamiyet Yüceses’le telefonda görüşüyorlar. Zeki Müren radyo sınavını kazandıktan sonra bekliyor evde acaba beni bir gün programa çağırırlar mı diye. O zaman radyo evi Taksim’de eski postanenin üstünde bir yer. Derken bir gün telefon çalıyor ve telefonun diğer ucunda spiker Tarık Gürcan. Gürcan, ‘Perihan Altındağ hastalanmış, canlı yayına gelemiyor. Siz lütfen gelir misiniz? Size program veriyoruz.’ diyor. Zeki Bey de hemen Hicaz dosyasını kaptığı gibi heyecanla radyoya gidiyor ve 40 dakika emisyon yapıyor. İlk radyo yayını ve yayından hemen sonra telefonda Hamiyet Yüceses var. Yüceses, ‘Evladım anonsu duymadım, kız mısın erkek misin anlayamadım ama o kadar duygulu okudunuz ki beni ve eşimi ağlattınız.’ diyerek Zeki Bey’i tebrik ediyor. Hamiyet Yüceses vefat ettiğinde Zeki Bey’in Bodrum’daki evindeydim ve Zeki Müren’in hüngür hüngür ağladığını gördüm.
Zeki Müren
“ADAMIN CİNSEL UZVUNU TUTTU”
Antalya’da Derya Motel’i evi gibi kullandığını söyleyen Göksenin Çakmak, oraya bir gelin ve damat geldiğini ve Zeki Bey’in gelinden önce damatla birlikte olduğunu da sözlerine ekledi ve Bardakçı Plajında yaişanan fıkra gibi bir gerçek olayı şöyle anlattı:
Bardakçı’da plajda oturuyorlar ve çok kalabalık. Bu olayı en az 20 kişi görüyor. Adamın biri plajda slip tarzı bir mayoyla yatıyor. Karısı da kenarda yün örüyor. Zeki Bey, 'Bakın ne yapacağım şimdi' deyip Ayağa kalkıyor ve yatarak güneşlenen adamın yanına gidiyor. Adamın cinsel uzvunu tuttu. Yani mayonun üzerinden tutuyor. Adam Zeki Müren’i görünce şaşırıyor. Zeki Müren kahkaha atıyor, adam da gülmeye başlıyor. “Türkiye'de bunu bir tek bana yaptırırlar, başkasına izin vermezler.” diyen Zeki Bey adama, “Beyefendi kızdınız mı' diyor. Adam 'Yo' diyor. Karısına dönüp, “Hanımefendi siz kızdınız mı” diye sorunca Kadın da “Yok Zeki Bey ben her gece tutuyorum, ara sıra da siz tutun” diyor. Çekinme diye bir duygusu yoktu Zeki Müren'in... Bir gün Bodrum'da arabasıyla yolda gidiyoruz. 15 yaşında bir delikanlı bize doğru “Zeki abla” diye seslendi. Bunun üzerine Zeki Müren şoförüne, “Mehmet arabayı geriye al” dedi. Araba çocuğun yanına gitti. Zeki bey arabadan inip doğru çocuğun kulağına yapıştı, “Ulan ben senin ananı s…..m, abla kimmiş şimdi gör” dedi. İki tokat vurdu çocuğa. Çocuk öyle bir korktu ki, tabana kuvvet kaçarken Zeki Bey de arkasından, “sen şimdi git ablayı anana söyle” diye bağırdı.
“KALBİMİ VERDİM MİLLETE”
Göksenin Çakmak, Zeki Müren’in ilk rahatsızlanmasını ise şöyle anlattı:
“İlk defa Kuşadası’nda kalp spazmı geçiriyor. Bir arkadaşının otelinde fenalaşınca Ege Üniversitesi’ne getiriyorlar. Koyulan teşhis ise damarların tıkalı olduğu. Bunun üzerine Ankara’ya kontrole gidiyoruz bende yanındayım. Ankara’da Hacettepe Hastanesi’nde yatıyor. Aşçısı ve ben yanındayım. O zaman basın hasta numarası yapıyormuş gibi bile yazmış. Zeki Müren ikinci kez hastaneye yattı kuaförü ve manikürcüsü refakat ediyor diye haberler çıkmış. Doktorlar bu heyecanla yaşamasının zor olduğunu ve sahneleri bırakması gerektiğini söylüyor. Doktoru, “Zeki Bey sahnede çok yoruluyorsunuz, terliyorsunuz, efor sarf ediyorsunuz. Bu durumda çıkmaya devam ederseniz eğer bir tehlike arz edebilir.” diyor. O dönem de bayağı yüklü bir avans almış bir gazinoda sahne almak için ama çalışamayacağı belli olunca, Ankara Gaziosmanpaşa’da bulunan villasını çok ucuz bir fiyata satıyor ve aldığı avansı iade etti. 1 ay içinde de Amerika’ya gitti ve anjiyo yapıldı. O zaman Türkiye’de anjiyo henüz yoktu. Türkiye’ye döndüğünde neredeyse 30 kilo vermişti. Yani sahneleri çıkmayacağı için bıraktı. Hatta Gönül Yazar’la alay ederdi. “Karı 40 saat okuyor hiç terlemeden, duygusu yok ki, ben her şarkıyı yaşadığım için ter içinde kalıyorum. Kolay kolay hastalanmaz bunlar. Ben Kalbimi verdim millete.” derdi.
Tarih: 22-01-2024