içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Hızlı düşünme değil, doğru düşünüp, doğru konuşma

Bir toplum ya da grup içerisinde aynı koşulları paylaşsalar da bazı kimselerin çözüme yönelik doğru ve hızlı fikirler ürettiğini biliriz. Genelde doğru ve hızlı düşünen zihinler diğerleri için de bir pusula, bir rehber görevi görür. Bu kişiler çevreleri tarafından "Zeki" diye işaretlenirler.  

Bazen de topluluk ya da bir grup içi konuşmalarda yine birisi çıkar ve çok atak bir şekilde fikirler üretir. Bazıları "beyin fırtınası" diyorlar buna. İlk anda diğerlerine de ilginç gelebilir bu parlak görünen fikirler ama, ilerleyen dakikalarda birçoğunun uygulanabilirlik özelliği taşımadığı anlaşılır. Bu anlık fikirleri üretenler zekiden çok cesur ve yüksek ego sahibi olan kimselerdir. Böyle durumlarda özgüven ve ego, zeka, bilgi ve muhakemenin yerini almış durumdadır. Diğerleri de bu özgüvenden etkilenerek o kişinin daha zeki, daha bilgili olduğunu zannederler. Oysa bu kişilerin olduğu toplantılar çoğu kez amacına ulaşmadan dağılır. Çünkü bir zaman kaybı yaşanmış, izlenmesi gereken düşünce çizgisi kaybedilmiştir.

Doğru Konuşma Doğru Düşüncenin Sonucudur

Konuşma bir zihin ürünüdür. Zihinsel olarak izlenmesi gereken bir yol sonucu fikirler ve o fikirlerin iletişim şifreleri olarak da sözsel anlatım ortaya çıkar. Eğer fikir yoksa konuşma da anlamsız bazı ses dizinlerine dönüşür. Kısacası konuşma bir başlangıç değil bir sonuçtur. Bu nedenle önce doğru düşünme basamaklarını iyi anlamak gerekir.

Bilinç Aşaması Sistem Kurmayı Getirir

Bir düşüncenin ortaya çıkabilmesi için önce duyum ve algı dediğimiz bir izlenim doygunluğunun olması gerekir. Birey kendi ve içine dış dünyaya ait birçok izlenim biriktirir. Bunlar önce sistemsiz ve dağınıktır. Bilinçaltının işlevi gereği bunlar arşivlenmeden, sistemleşmeden ve yargılanmadan kaydedilirler. Zihin yalnızca gözler, dinler ve kaydeder. Yeterince alt izlenim birikimimiz olmayan konularda bir bebek ya da tümüyle yabancı bir gezegenden gelen bir uzaylı kadar aciz kalırız. Fikir oluşturabilecek hammaddeye, alt yapıya sahip değilizdir çünkü.

Bu dağınık izlenimler çoğaldıkça ve buna ortamla ilgili deneyimler eklendikçe zihin bir arşivleme çalışması başlatır. Artık zihinsel dosyalar oluşmaya başlamıştır. Bu dosyalara okuma ve dinleme yoluyla başkaları tarafından oluşturulmuş düşünce zincir kalıpları da yardımcı olur. Dosyalar klasörlere dönüşür ve diğerlerinden ayırıcı nitelik kazanmaya başlar. Klasörler arttıkça her iki beyin yarımküresinin ortak çalışmasıyla özgün kütüphane rafları oluşur. Uzmanlaşılan alanlarda birçok rafı içeren kütüphane odaları vardır artık.  

Bir Kütüphane Ne Kadar Zenginse Üretilen Fikirlerin Kalitesi ve Değeri O Kadar Yükselir

İnsan beyninin çok çeşitli yetenekleri vardır. O bir kez programlandıktan sonra çok iyi bir sekreter gibi çalışır. Bizim beden olarak gerçekleştiremeyeceğimiz farklı uzay ve zaman kalıplarına göre oluşan bir hızla sürekli veri işleme, depolama ve kullanıma hazırlama çalışmaları yapar. Bir konuyu yalnızca düşünsek veya işlevsiz olarak izlesek bile beyin ve zihin arka planda çalışır. Kıyaslama, karşılaştırma, değerlendirme yapar. İlgili dosyaları açar, yeni bilgi varsa ait olduğu yere yerleştirir veya yeni dosya oluşturur. Yeni bir fikri doğru bir şekilde anlayabilmek için bilinçaltı ve zihinsel arşivimizde o fikre ait malzeme olması gerekir. Zihin bir fikre zum yaptığı zaman onun sağlamasını da aynı anda yapar ya da yapmalıdır. Aksi halde defolu ürün yani uygun olmayan sonuç elde eder.  

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum