içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Gönül Yazar röportajı!

Efsane sanatçımız Gönül Yazar’la çok ilginç bir anıya daha imza attık. Geçtiğimiz hafta Çarşamba günü Gönül abla önce gazeteci dostum Olcay Ünal Sert’e sosyal medyadan bir mesaj atıp rahatsız olduğunu ifade etmiş. Olcay da bir gün sonra kendisini aramış ve bacağına pıhtı attığını, hastanede tedavi gördüğünü öğrenmiş ama hemen yazmamış. Cumartesi günü gece 00.29’da ise benim telefonum çaldı ve telefonun diğer ucunda Gönül Yazar vardı. Hemen konuya girerek sizlere köşe yazımda aktardığım rahatsızlığını anlatmaya başladı. Tabii yeni olmuş gibi anlatınca çok üzüldüm, acil şifalar diledim. 'Bunu köşe yazımda yazmamı arzu ediyor musunuz?' dediğim de ise “yaz” dedi. Gece 02.00’a kadar telefonla konuştuk.

Bende çok sevdiğim sanatçımıza geçmiş olsun dileklerimi iletmek ve hayranlarını bilgilendirmek için yazıyı geceden yazıp editörümüze gönderdim. Hatta Olcay da aynı gün girmiş ve birbirimizden habersiz aynı özel konuyu işleyince, Olcay kendisinden aldığımı bile düşünmüş.

Gönül abla ilgili yazdıklarımız basında yer alınca, Gönül Yazar Facebook adresinden bir paylaşım yaptı. Yazar, "Bu olay 4-5 ay önce yaşandı. Evimdeyim, iyiyim. Pıhtı çoktan dağıldı. Çok iyiyim merak etmeyin lütfen. Arkadaşa anlattım o yeni sanmış. Kabahati yok. Doktorlar 6 ay sonra gel görelim dedi" ifadelerini kullandı.

Magazinde bazen sanatçıların yakın çevresinde olan sağlam kaynaklardan aldığımız bilgileri de iddia olarak aktarırız. Sanatçılar doğrular, yalanlar, bazen doğru olsa bile yalanlar. Ancak gazeteci dostum Olcay Ünal Sert’le bu yaşadığımız daha farklı oldu. Sanatçının kendisinden öğrenip ve birbirimizden habersiz sağlam bir şekilde özel bilgileri yazdık ama sanatçının kendisi tarafından eski bir olay olduğu açıklanarak yalanlandık. Sanırım Olcay’la ikimizin bu yaşadığının basın tarihinde örneği yoktur. Boşuna Gönül Yazar dememişler. Belki yaşadığı rahatsızlığı o zaman söylemek istemedi, şimdi yazılmasını istedi.

Olsun… O bizim bir tanecik Gönül Yazar’ımız… O bizim yaşayan efsanemiz…

Gönül abla paylaşım yapınca, bende kendisini aradım ve sağlık durumu ile ilgili son bilgiyi vermek için röportaj yapalım dedim.

Gönül Yazar da kabul etti. 23.03.2024 tarihinde yaptığımız o röportajı sizlerle paylaşıyorum.

İşte o röportaj:

Onur Akay: Gönül ablacığım bir paylaşım yapmışsınız. Yaşadığınız rahatsızlığın daha önce olduğunu söylemişsiniz.

Gönül Yazar: Epey oldu. Onur’cuğum, senin de Olcay Ünal Sert’in de kabahati yok. Ben anlatınca siz yeni zannettiniz. Tedavide son bir tane iğnem kaldı. Bayramdan önce olacağım. Pıhtım sulandı. Bir Perşembe günü hastaneye girdim diğer Perşembe çıktım. Gitmeyeyim biraz daha kalayım dedim ben ama kendileri yolladılar. Siz iyisiniz gidin dediler. 6. ay dolunca kontrole çağırdılar, doktorların kahvelerini içmeye gideceğim. Ben eve gelince konu komşudan duydum çok kimselerin beynine ve kalbine pıhtı atıyormuş. Kimi kurtuluyor kimi ölüyormuş.

Onur Akay ve Gönül Yazar düet yaparken...

 

Onur Akay: Sağlığınız nasıl? Neler yapıyorsunuz?

Gönül Yazar: İyiyim ama çok zayıfladım, 6 kilo verdim. Bir deri bir kemik kaldım. Yemek yemedim Hastanenin en güzel yemeklerini yemedim. Evde de yemedim. İştahım yoktu, güzelim yemeklere elimi sürmedim. Doktorlar da mecburen serumla beslediler beni ondan zayıfladım.

Onur Akay: Evde yalnız mı kalıyorsunuz?

Gönül Yazar: Pazar günü kimse yok yanımda. Diğer günler üniversiteli bir genç kız var. Sabah geliyor, kahvaltıyı beraber ediyoruz. Akşam da tepsimi yatağıma getiriyor gidiyor evine. Yalnız Pazar günü izinli olduğundan ben yalnız kalıyorum. Gizmo ile kalıyorum. Mirasımı, 0-7 yaş küçük çocuklara, LÖSEV’e bırakacağım. Ama tapulara şerh koyacağım ve evimde yaşadığım sürece oturacağım.

Onur Akay: İyi ki de köpeğiniz Gizmo var.

Gönül Yazar: Akşamları arkadaş oluyor bana.

Gönül Yazar & Onur Akay

 

Onur Akay: Miras işini resmi olarak yaptınız mı?

Gönül Yazar: Henüz yapmadım ama yapacağım.

Onur Akay: Kızınıza bırakmayacak mısınız? Kızınız var Yasemin Simavi…

Gönül Yazar: Kızıma babası Erol Simavi ölünce dünya kadar miras kaldı. İki kardeşe kaldı. Sedat Simavi ile kızıma. Onların ihtiyacı yok. Bende bir hayır yapayım, arkamdan dua alayım dedim. Boyuna villalar alıyor. Babasından kaldı anasından kalmayacak. Babasından kalanlar ona bol bol yetiyor, bende LÖSEV’e vereceğim. Babası tarafından bu kadar çok miras bırakılmış bir kıza anasıda mı bıraksın? Bir iyilik yapayım yani. Çocuğuma o kadar çok varlık kalınca babasından, anasınınki de olmayanlara gitsin bari dedim. Bir iyilik yapıp öyle gideyim bu dünyadan dedim. Hepimizin gideceği yer aynı hayatım. Allah bizi gidin de kazık çakın diye yollamadı. Vakti zamanımız gelince hepimiz aynı yere gideceğiz.

Onur Akay: Kızınızla aranız nasıl?

Gönül Yazar: Çocuğu otistik. Boşandığı kocası bakıyor çocuğa. Bu ayrı ev aldı, ayrı evde oturuyor. Çocuğa babası baktığı için ev aldı adama, altına son model jeep… Neden? Otistik çocuğa adam bakıyor. Tüm masrafları kızım görüyor. Yasemin çocuğu arada sırada 1-2 gün alıyor yanına. Öpüyor, kokluyor ondan sonra yolluyor yine adama. Sevmiyorum o adamı ben. O adamla buraya gelip gitsin istemedim yani.

Onur Akay: Kırgınlığınız var yani…

Gönül Yazar: Yok. On sene vardı. Vallahi Bodrum’a gidiyor, Çeşme’ye gidiyor. Buradaydı en son mesela göz ameliyatıma gelmedi. Kaburgalarım kırıldı yine hastanede yattım oraya da gelmedi. Bilet aldım havaalanındayım Bodrum’a uçuyorum dedi. Başucumda kızımın tek başına gelinlikli fotoğrafı var, bir de Sözcü Gazetesi’nin sahibi rahmetli Ertuğrul Akbay’la fotoğrafım var. Bak elimde ah. Ne annemin, ne babamın, ne kocamın, kimsenin fotoğrafı yok başucumda. Bir Ertuğrul Akbay’ın var, onu çok severdim, bir de sağda kızımın gelinlikli fotoğrafı var. (Gözyaşlarına Boğuldu.)

Onur Akay: Duygulandınız Gönül ablacığım…

Gönül Yazar: Onur’cuğum, kızım çocuğunun ismini Emin koydu. Neden Emin koydun kayınpederinin ismi mi dedim, “yok anne” dedi. Yoksa sürekli Emin Çölaşan okuyorsun ondan mı dedim, “evet anne Emin Çölaşan’ı çok seviyorum, o da bizi seviyor anne. Seni de beni de çok seviyor. Ondan Emin koydum” dedi. Emin Çölaşan’ı ben çok severim. O zaman Milliyet’ten Hürriyet’e geçmişti. Benden çok duydu Yasemin’i ve çok merak etti. Patronun kızını görmek istedi. Bana, “çok merak ediyorum kızınızı, size mi benziyor babası Erol Simavi’ye mi benziyor?” dedi. “babasına söylemez değil mi?” dedi. Ben tembih edersem söylemez dedim. Kızıma da tembih ettim. Emin Çölaşan seni çok merak ediyor, görmeye gelecek, babana söyleme dedim. Hürriyet’te çalışıyor dedim. Görmeye gelmişti. Yasemin’i büyült, bıyık koy burnun altına, al sana Erol Simavi. Dedesi Sedat Simavi’ye de benziyor. Çok benziyordu babasına. Hakikaten sıkı ağızlıymış hiç söylemedi. Yasemin de çocuğunun ismini Emin koymuş. Emin Çölaşan da bilmiyor bunu, kimse bilmez ilk defa sana anlattım.

Onur Akay: Kızınız sanki biraz vefasızlık yapıyor annesine…

Gönül Yazar: Evet, o adamdan dolayı… Ben Amerika’da saymadığım evliliğimi niçin yaptım. Kızımla ben o zaman küstüm. Orada evleneyim de dedim, kalabileyim Amerika’da. Aynı şehirde olmasak bile aynı ülkede olayım evladımla dedim, onun için evlendim. Kalmak istiyordum Amerika’da… Ne kadar güzel değil mi? Bir anne evladının yaşadığı ülkede oturmak için kocaya bile varıyor. Benim kızımdan başka kimsem yok. Diğerleri tamam ama bu evliliği saymıyorum.

Onur Akay: Bu saymadığınız, 1997 yılında Fahrettin Akçınar ile yaptığınız 6. evliliğiniz değil mi?

Gönül Yazar: Evet. Sinema sanatçısı Muzaffer Tema’nın evinde misafirdi. Orada tanıştırdı Muzaffer Tema bizi. Pazar günüydü brunch yemek yiyorduk. Cumartesi günü evliydik. Kilisede evlendik.

Onur Akay: Daha önceki röportajımızda bana bu evliliğinizle ilgili, “Green Card işlemlerine başlamadı. Evi ben kiraladım, eşyaları ben aldım. Hep yuva kurmak için fedakârlık yaptım. Olmadı eşyaları sattım geri döndüm” demiştiniz. Gönül ablacığım, evliliklerinizde keşke onunla yaşlansaydım dediğiniz biri var mı? Bir tek onu sevdim diyebilir misiniz?

Gönül Yazar: Oldu. Ercan Akın oldu.

Onur Akay: 1972 yılında 4. evliliğinizi yaptığınız iş insanı Ercan Akın…

Gönül Yazar: Evet. Annesi şarkı söylüyorum diye beni istemedi. Benden sonra aldıkları gelin ise evli adamdan Mustafa Denizli’den gitti Fethiye’de çocuk doğurdu. Adam aldır bunu dedi ama aldırmadı. Gitti Fethiye’ye kapandı bir otele ve doğum olana kadar hiç gelmedi buraya. Mustafa Denizli ile de görüşmedi. Doğurduktan sonra Mustafa Denizli ne yapsın evliydi. Musevi İzmirli bir kadınla. Çok da seviyordu karısını. Ne yapsın adam mecbur kaldı boşandılar.

Onur Akay: Ercan Bey’i çok mu sevdiniz?

Gönül Yazar: Yalnız sevgi değil. Davranış biçimleri. Mesela kızım 3 yaşındaydı. Benim çocuğuma baba gibi baktı. Kendi babası Erol Simavi otellerde kalıyordu. Otel onun değildi ama otelin 4 odasını birleştirmiş ev yapmıştı kendisine. Salon yapmış bir de bar koymuş kenara. Bar sandalyesinde taburede oturmayı çok severdi, bayılırdı. Koltukta oturmaz öyle. Ne kadar ev değiştirdiysek hep bar yapmışımdır, tabure koymuşumdur. Ne kendi evine gidiyordu ne benim evime gelirdi. Arada bir gelir bir şeyler yer geri giderdi.

Gönül Yazar ve Belma Simavi

Onur Akay: Hatta ne ilginçtir ki kızınızın babası Erol Simavi, sizin 1979 yılında 5. evliliğinizi yaptığınız kişi ile aranızı yapmış. Sinan Bilsel ile evlenmenizi o istemiş.

Gönül Yazar: Evet, o otelin müdürü… Benim çocuğum büyüyecek o evde dedi. Adam sana göre Gönül’cüğüm, Alman dadılarla büyümüş dedi. İyi bir aile bununla evlen bende gelip çocuğumu rahat rahat görürüm dedi.

Onur Akay: Ancak evliliğinizin 6. ayında kaçmış…

Gönül Yazar: Taksi turmuş gitmiş. 2 sene hiç ortaya çıkmadı. Evleneli 6 ay olmuştu ve ben bir sahne programına gittiğimde ailesi ile Avustralya'ya gitmiş. Kaçak gitmiş, 2 sene hiç ortaya çıkmamış Sidney’de. Aylarca nereye gittiğinden haberim bile olmadı. Onun için boşanmamız 2 yıl sürdü.

Onur Akay: Biraz mûsıkîye geçelim mi Gönül ablacığım? Mekânı cennet olsun İsmet Nedim’i de kaybettik.

Gönül Yazar: Ben hiç tanışmadım. Şarkılarını gönderiyordu. Agora Meyhanesi’ni okudum çok sükse yapmıştı.

Onur Akay: Ankara Radyosu’ndan İstanbul sahnelerine gelişiniz nasıl oldu?

Gönül Yazar: Şükran Özer Doruk getirmişti. Ankara’da beraber yemek yerken, “burada haftada bir gün emisyon yapacaksın, şu kadar para veriyorlar, yeter mi sana?” dedi. Radyoda okuyunca içkili yerde okuyamıyorsun. Yasak… Uçak bileti 70 liraydı, bende 30 lira vardı. Şükran Özer de 40 lira ekledi ve bilet aldık bana İstanbul’a gittim. Şükran Özer’de daha sonra Cahide Sonku’dan boşanan İhsan Doruk’la evlendi. İhsan Bey’in Cahide Sonku’dan bir kızı vardı. 2 kızı da Şükran Hanım’dan oldu. Cahide Sonku’dan olan kızın ismi Ender. Hamburg’da bizim alt katta oturuyordu.

Onur Akay: İstanbul’da sahneler başladı…

Gönül Yazar: Yaşım 16 geldim İstanbul’a… Önce Radife Erten’le çıktım sonra Tepebaşı Gazinosu aldı beni. Fahrettin Aslan Tepebaşı’na ortak oldu sonra aldılar beni MAKSİM’e. Önce Zeki Müren’in 2. solistiydim. Sonra Behiye Aksoy’un da 2. solisti oldum.

Onur Akay: Ve Gazinocular Kralı Fahrettin Aslan sizi MAKSİM’E assolist yaptı.

Gönül Yazar: Fahrettin Aslan çağırdı. Ön kapıya gel ben ön kapıdayım arkadan gelme dedi. Atatürk heykelinin önünden gelirken bir baktım MAKSİM’e yukarıda koskocaman Gönül Yazar yazıyor. Abi ne yaptın sen yahu dedim. Ben üsteğmenlik yüzbaşılık bıktım. Bana ne zaman bir binbaşılık vereceksin? Hep bu lafı diyordum ne zaman binbaşı olacağım ne zaman bin başı olacağım diyordum. İsmimi herkesin üstünde görünce, ben bu kadarını istemedim abi dedim. “sen binbaşılık istiyorsun sen general oldun haberin yok” dedi bana. Güldüm bende. Bir de korktum. Zeki Müren’le sabahlara kadar geziyorduk. Beni çok seviyordu, hiç yanından ayırmıyordu ki. Şimdi sesim kısılır ne olur ne olmaz gezemem artık. Sesim kısıldığında doktorlara bile Zeki Müren götürüyordu beni.

Onur Akay: Fahrettin Aslan’ın tokatları meşhurdur! Size hiç tokat attı mı?

Gönül Yazar: Hafta Sonu dergisine bir de Gönül’ün Penceresi diye Tercüman gazetesinin ilavesine yazılar yazıyordum. Cemiyet hayatını yazıyordum. Fahri Bey, Zozo Toledo’yu içeride gördü. Tanımıyor onu. Bu adamı kim soktu buraya dedi. Bizi giydiren bir Musevi kadın vardı. İsmi Matilda. Kadın ihtiyardı. Ona vurmaya diye gidiyordu. Ben ceketine, ensesine yapıştım elimle. Sakın ona vurma, o sokmadı bunu içeriye dedim. Bana resimleri getirdi dedim. Ben soktum dedim. Sen kim oluyorsun dedi bana. Gittim odama aldım tuvaletlerimi tam çıkıyorum kulisten Fahri Bey, “nereye gidiyorsun?” dedi. Ben kim oluyormuşum madem aldım elbiselerimi gidiyorum eve dedim. Çat bir tane yanağıma vurdu ve eve gittiğimde baktım gözümün altı mosmor. Daha sonra Fahri Bey Behiye Hanım’la sepetten bir bebek arabası yapmışlar. Örülmüş çocuk arabası. İçine çiçekleri doldurmuş. Bebek arabası ile geldi. Ben çocukları çok sevdiğim için. Uzattı yanağını ben ağlamaya başladım. Herkesin içinde bana tokat attınız, gururum kırıldı. Boş ver gururumu da onurum kırıldı dedim. Bütün sazlar gördü tokat attığınızı bana. O sazların önünde nasıl çıkacağım ben dedim. Eğdi kafasını “sende bir tane vur” ödeşelim dedi. Yok abi sana burada benim evimde vurursam ödeşemeyiz. Çünkü ben evimde vuruyorum size kimse görmüyor dedim. Bir tek Behiye Aksoy var. O eşi gibiydi ama daha evlenmemişlerdi. Bende herkesin içinde vurmalıyım ki o zaman ödeşiriz yani.

Onur Akay: Sahneleri neden erken bıraktınız?

Gönül Yazar: 1994 yılında bıraktım. Ancak 1995 yılında Sacit Aslan beni karşıya istedi Caddebostan MAKSİM’e ve onu kıramadım. Sacit, “1 ay sahneye çıkar mısın?” dedi. Çalışma defterlerimi maliyeyi kapattım dedim. Açmam lazım dedim. Siz de o kadar sene çalıştım seni kıramam gelir çalışırım dedim. Çok iş yaptık 1 hafta daha uzattı programı. 94’te bırakmıştım ama en son 95’te 1 ay 1 hafta çalıştım. 94’te bırakmamın sebebi menajer bulamamıştım, kanuncu Coşkun Erdem yürütüyordu benim işlerimi. 20 bin alıyorsa bana 5 bin verip 15’i cebine atıyormuş. Sevim Tanürek’in cenazesinde Şişli Camii’nde duydum. Metin Bükey söyledi ve sahneleri bıçak gibi kestim. Bir sürü dükkânlarımı katlarımı sattım, paraya çevirdim. Onların getirisi ile yaşıyorum.

Onur Akay: Maşallah bu kadar anı ve yaşanmışlık var ama hiçbirini unutmuyorsunuz.

Gönül Yazar: Benim zekâm Süleyman Demirel’in dişisi.

Onur Akay: Alt kadronuzda birçok sanatçı ve komedyen çıktı onları biliyoruz. Bir ara Yeşilçam’da sahnelere çıkma furyası başlamıştı. Alt kadronuzda sinema sanatçıları da çıktı mı?

Gönül Yazar: Ayhan Işık çıktı. Osman Kavran’ın gazinosunda. Belgin Doruk çıktı. Belgin Doruk sahnede kendini unuttu. Şarkı söyleyeceğine şiir okudu hemen sahneden aldılar. Cüneyt Arkın, Nebahat Çehre, Ahu Tuğba çıktı. Hemen hemen sahneye çıkanların hepsi çıktı.

Onur Akay: Pop müzikte kimleri beğeniyorsunuz?

Gönül Yazar: Sıla’yı, Ajda’yı beğeniyorum. Yıldız Tilbe’ye bayılıyorum. İrem Derici’nin de konuşmaları aynı benim gençliğim gibi. Basına dobra dobra konuşuyor, onu da çok seviyorum. Biz her sene 6 Şubat’ta Selahattin Pınar’ı anmaya gideriz. Mustafa Alabora’da Selahattin Pınar’ın akrabası o da olur. Geçen sene gittiğimde biri beni görünce masanın altına saklanmış. Birden çıktı sarıldı bana. Bakıyorum yine tanıyamadım. Kimsin kız sen dedim. Ben Sıla dedi. Bir baktım Sıla. Saçları sarıydı siyah yapmış tanıyamadım.

Sıla ve Gönül Yazar

Onur Akay: Televizyonlarda da sizi göremiyoruz. Gerçi müzik eğlene programları da yok. Eski programlar bambaşkaydı. Seda Sayan’ın sabah programının eski formatı. Yarışma programlarında bile müzik olurdu. Mesela Mehmet Ali Erbil’le Çarkıfelek gibi daha niceleri. Şimdi şarkı söyleyecek platform çok az.

Gönül Yazar: Evet, şu an evimdeki çamaşır makinesi Çarkıfelek’ten, bulaşık makinesi Seda Sayan’dan hala kullanıyorum. Buzdolabını da Çarkıfelek’ten almıştım daha yeni bozuldu da yeni aldım.

Onur Akay: Gönül ablacığım bende Ortaköy’deki evimin kombisini Çarkıfelek’ten almıştım. Bizim ki de daha geçtiğimiz senelerde bozuldu yeni aldık. Geçtiğimiz yıllarda bir aşk yaşamıştınız. Yine karşınıza biri çıksa aşk yaşar mısınız?

Gönül Yazar: Onunla aşk yaşamadım. Yaşayacağım sandım baktım bana göre değil. Ben evdeyim hep beni kimse görmüyor. Görse alacak bir âşık ama evimde oturuyorum. 13 yaşından beri çalışıyorum. O kadar çok çalıştım ki şimdi boğaz manzaralı evimin sefasını sürüyorum. Hakkım değil mi?

Onur Akay: Hiç estetik yaptırdınız mı?

Gönül Yazar: Hayatımda yaptırmadım...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum