-
Seher Dilovan
Tarih: 11-03-2019 15:16:00
Güncelleme: 11-03-2019 15:16:00
Ankara oyun havaları söyleyen eğlenceli keyifli müzik yapan bir genç kızdan podyumda poposunu siyah bir şifonun içinden paparazzilere sunan bir kadına dönüşmek. Hatice... Babası başı geleneksel kasketli bildik bir Anadolu ailesinin kızı, Arif Sağ'ın öğrencisi.
Evet evet oydu, Hatice’ydi podyumdaki. Bu sefer kıvrak keyifli türkülerini söylemek için değildi orada olmasının sebebi. İnsanlığa dayatılan sistemin sıkışmışlığının sonucuydu bu, ne yapacağını şaşırmıştı. Yönünü bulamayan bir kuş gibi oraya buraya çarpa çarpa kendisini podyumda buldu, o siyah transparan elbisenin içinde.
Haberin videosunu izleyenler ve özellikle şaşırtıcı bir şekilde kadınlar için ne mutlu bir andı bu.Artık suyunu çıkartana kadar yerden yere vurabilecekleri yeni bir nesne vardı ellerinde.
Şimdi büyük bir iştahla avlarına hamle yapacak onu yerden yere vuracak böylece kendilerinin ne kadar iffetli onurlu olduklarını kanıtlayacaklardı. Kimse onu bu duruma sürükleyen sistemi sorgulamayacaktı.
Uzun bir süre dayandı. Dillere düşen iyi besteler yapıyor sözler yazıyordu. Sevdaya, ayrılığa hüzne dair…
Sesiyle yalnızların sesi oluyordu. Baktı ki kimse onurlu ahlaklı olduğu ve de işini iyi yaptığı için onu alkışlamıyor bu çalışmalarının karşılığı işe konsere dönüşmüyor, hadi o zaman Hatice demiş olmalı. "Oyunu, oyun kuranların isteğinde oynayalım."
Böylece her gün bir magazin programında boy gösterecekti. Popçusu topçusuyla yeni malzemeler üretene kadar olacaktı sefası. Anlamıştı Halk müziğiyle bu oyunun bir parçası olamayacağını.
Hatice... Bir zamanlar türkülerle erdemli yaşamanın yolunu aramaya çalışan genç kadın. Sesin, kalitenin, sanatın para etmediği bu dönemde o da anlamıştı poponun beyinden daha fazla yer bulacağını.